CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Man Adası'na para transferi açıklamasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 130 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildiği davanın gerekçeli kararı yazıldı.

Gerekçeli kararda, dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar iddiasını ispat eden bir belgeyi de kamuoyu ile paylaşmadığı, 13 Şubat'taki grup toplantısında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan, küçük düşürücü, aşağılayıcı iftiralara ve ağır hareketlere devam ettiği, daha önce defaatle tekrar etmiş olduğu gerçek dışı beyanları yineleyip, basın yolu ile saldırıda bulunduğu belirtilerek, 500 bin lira manevi tazminata hükmedilmesi istendiği ifade edildi.

Davalı Kılıçdaroğlu'nun söz konusu programda yaptığı konuşmalara da yer verilen gerekçeli kararda, yargılama sırasında savunma yapan Kılıçdaroğlu'nun avukatının, konuşmada hakaret kapsamında görülebilecek tek bir söz bile bulunmadığını savunarak davanın reddini istediği anlatıldı.

Gerekçeli kararda, davalı Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik olarak 'namus ve şeref yoksunu', 'firavun', 'terör örgütüne yardım ve yataklık ettin sen', 'herkesin oyuncağı ve maşası olma', 'gayri milli', 'şerefsiz' şeklinde sarf ettiği bu sözlerin ifade hürriyeti veya eleştiri ile hiçbir ilgisinin de bulunmadığı vurgulandı.

Bu denli 'düşük değerli bir ifadeyi' ifade olarak kabulün de olanaksız olduğu vurgulanan gerekçeli kararda, 'Ne var ki, davalı taraf konuşmasında, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı olan davacıya yönelik olarak eleştiriden ziyade eleştiri adı altında hiçbir hukuk düzeni tarafından korunmadan yararlanması mümkün olmayan ağır hakaretlerde bulunmuştur.' denildi.

Gerekçeli kararda, davalı tarafından 13 Şubat'taki grup toplantısında yapılan konuşmanın haksız fiil niteliğinde olduğu, bu haksız fiilden kaynaklı olarak davacının kişilik haklarına ağır saldırıda bulunulduğu, siyasetçi de olsa hiç kimsenin açıkça hakaret teşkil eden bu denli 'düşük değerli ifadelere' katlanma yükümlülüğünün bulunmadığı kaydedildi.