Kalbe bağlı bu belirtiler sıklıkla boğaz şikayetlerinden sonraki 10 gün içerisinde ortaya çıktığını savunan uzmanlar, boğaz şikayetleri hafif atlatılsa bile kalp tutulumu gelişebildiğini ifade ediyor.

Grip genellikle kalp zarına yerleşiyor ve zardan sıvı üretimini arttırarak kalp çevresinde sıvı birikmesine yol açıyor. Kalp kasına yayılan grip durumlarında şiddetli nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve akciğerde sıvı toplanması gibi sorunlar gelişiyor. Daha nadir durumlarda kalp kası da olaya katılıyor ve kalp yetersizliği oluşabiliyor.

Erişkinlerde gözlenen kalp büyümesi ve kalp yetersizliğinin sebeplerinden biri de tekrarlayan ve kalbi tutan grip hastalığı oluyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut kalbi tutan gripte belirtiler normal grip hastalığı gibi genel yakınmalarla seyrettiği için şüpheci yaklaşımla tanının daha rahat konulabildiğini belirtiyor. Kalp muayenesi EKG (elektrokardiyografi), Eko (ekokardiyografi), kan ve akciğer tetkikleri ile kesin teşhis sağlanabiliyor.

Grip sonrasında kalp tutulumu gelişen kişilerin bu duruma tekrar yakalanma riskleri daha yüksek oluyor. Öyle ki bu kişilerin yaklaşık yüzde 15-30'unda hastalık yeniden ortaya çıkıyor.

Grip aşısının kalp gribini önlemedeki rolü henüz belli değil. Kalbi tutan nadir virüs çeşitlerinin çoğu standart grip aşılarında mevcut olmuyor. Bu nadir virüsler için aşı geliştirme çalışmaları günümüzde devam ediyor. Bu nedenle kalp gribi ataklarının önüne geçmek için gribe yakalanmayı önleyici tedbirlerin alınması çok önemli.

Gripli hastalarla doğrudan temastan kaçınılması, tokalaşma, sarılma ve öpüşme gibi grip virüsünün geçişini kolaylaştıracak davranışların yapılmaması, ayrıca çok kalabalık yerlerde maske kullanımı gibi önlemler gribe yakalanma riskini azaltıyor. Ek olarak vücut direncini arttıran, vücudun vitamin ihtiyacını karşılayan sağlıklı beslenme tarzı da gribe karşı direnç sağlıyor.