Türkiye'nin yerel seçim yaşadığını ve konusunun şehirlerin yönetimi olduğunu defalarca dile getirdiklerini belirten İmamoğlu, başka kavramların sürece dahil edilmeye çalışıldığını ve meselenin ısrarla başka bir boyuta yönlendirilmek istendiğini vurguladı. İmamoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:

"

Bugüne geldiğimizde çok net ifade edeyim. Biz adalet istiyoruz, 16 milyon insanın vicdanının ve bu büyük seçimin karşılığında seçilmiş olan oyları ile beraber YSK'nın açıkladığı oylarla beraber belli olan mazbatamızı talep ediyoruz. YSK'yı göreve davet ediyorum. Süreci en titiz şekli ile yönetmesini istirham ediyorum.

Fazla değil, 24 Haziran sonrası olsun, hemen bu aylarda olsun yetkili sözcüler, bakanlar birçok kişinin çok sözleri var ama özellikle 'Türkiye en güvenilir seçim mevzuatına sahiptir' diyenler, hükümet adına açıklama yapan sayın Cumhurbaşkanı adına açıklama yapan, sözcüsü, bakanlar bir sürü bu anlamda sözü sadece Haziran seçiminden sonra bu seçimin öncesine kadar verilen beyanatları tek tek sıralayabilirim. Bunları siz daha iyi bulabilirsiniz.

Ne oldu ki bir anda bu seçim Türkiye tarihinin en şaibeli seçimidir diyebilecek kadar bir derinliği bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı dipsiz kuyu haline getirme çabası içindedir. Belediye seçiminde parti teşkilatı başarısız olmuş olabilir, bu süreç sonrasında bu hesaplaşma zeminini bizim üzerimizden yapmaya çalışıyor, İstanbul halkını tehlikeli bir biçimde bu sürece dahil etmeye çalışıyor olabilirler. Bilsinler burada CHP var. Biz varız, ben varım, çok kararlı bir şekilde bu sistemi taikp ediyoruz. Kendi iç hesaplaşmalarına bu ülkenin yerel seçimini, 16 milyon İstanbul'u kurban etmesinler. Dünya bu şehrin seçimini takip ediyor."