Söz konusu hastalığın tedavisi ve korunma yolları hakkında konuştuğumuz uzmanlar, çoğunlukla hafif ateş, boğaz ağrısı, halsizlik gibi hafif şikayetlerle başlayan, avuç içi, ayak tabanı ve ağız mukozası gibi bölgelerde döküntülerle kendini gösteren hastalık konusunda uyarıyor.

Döküntülerin yaklaşık 7 ile 10 gün içinde kendiliğinden düzeldiğini ifade eden uzmanlar, döküntülerin başladığı andan itibaren bir hafta boyunca bulaşıcılığını koruduğunu, özellikle gebelerin ilk üç aylık dönemde düşüklere dikkat etmesi gerektiğini hatırlatıyor. Bu sebeple gebelerin el ayak ve ayak hastalığına karşı çok dikkatli olması gerektiğinin altını çizne uzmanlar, kişiden kişiye bulaşan virüs ile enfekte kişilerin tükürük, burun akıntısı, balgam gibi solunumsal salgılarına temas ile olduğunu kaydediyor.

Bulaşmanın kişi öksürdüğünde veya hapşırdığında meydana gelebileceği üzerinde duran uzmanlar, hasta kişiyle temastan 3 ile 7 gün sonra hastalığın ortaya çıkabileceğini dile getiriyor. Özellikle döküntüyle birlikte gelişen klinik tablonun tanının konulmasında önemli bir nokta olduğunu belirtiyor.

Özellikle erişkin ve çocukların çoğunun bir tedaviye gerek olmaksızın bu hastalığı atlattığını kaydeden uzmanlar, tedavilerin çoğunlukla ateşin düşürülmesi, kaşıntının azaltılması, eklem ağrılarının giderilmesine yönelik olarak verildiğini savunuyor. Bunlar dışında el ayak ağız hastalığına yönelik olarak antibiyotik tedavisi olmadığını paylaşan uzmanlar, bu hastalığın büyük sıklıkla kendiliğinden ortadan kalktığını, nadiren de menenjit gibi ciddi rahatsızlıkları ortaya çıkardığını ifade ediyor.