36404457_605

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında yaşanan hakaret polemiği üzerine Özdağ'ın, Bakan Soylu'ya meydan okuması ve Bakanlığın önünde buluşma çağrısı, polislerin Özdağı engellemesi ile sonuçlandı.

TELEVİZYON PROGRAMINDA ÖZDAĞ'A HAKARET

Önceki gün bir televizyon programında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağa yönelik hakaret açıklamaları üzerine, Ümit Özdağ, bakan Soylu'yu bugün İçişleri Bakanlığının önüne davet etti. Bakanlığın önünde basın açıklaması yapmak isteyen ve Soyluyu kapıya çağıran Ümit Özdağ, polis korumaları tarafından engellendi. İçişleri Bakanılğı önünde bir basın açıklaması yapan Ümit Özdağ şunları söyledi:

"Bugün Aziz Milletimizin, bütün Türk ve dünya kamuoyunun ve medyanın gözleri önünde hiç bir demokratik ülkede ve belki de dünya siyasetinde yaşanması mümkün olmayan bir skandal yaşandı."

"Bu skandaldır. Dün Zafer Partisi Genel Başkanı ve seçilmiş bir milletvekili olan Genel Başkanımız Sayın Ümit Özdağ'a ağzı alınmayacak, seviyesiz, yakışıksız, terbiye ve ahlak dışı sözlerle saldırıda bulunan seçilmemiş ATANMIŞ bir kişi; bugün de elindeki güvenlik güçleri vasıtasıyla malum provokasyona imza atmıştır. Kendisi kriminal bir vakadır, ülkenin gördüğü en büyük provokatördür."

GÖREVDE KALMASI ZULDÜR ZİLLETTİR

"Böyle bir şahsın bu ülkede İçişleri Bakanı olarak görev yapıyor oluşu en büyük talihsizliktir. Sadece geçmişi değil, hali hazır ilişkileri de şaibelerle ve karanlık ilişkiler ağı ile dolu bir kişiliğin bu görevde kalması güzel Türkiye'miz için zuldür, zillettir."

CUMHURBAŞKANI DERHAL YANINDAN UZAKLAŞTIRMALIDIR

"Bu noktada, atanmış haddini bilmezi bir dakika bile görevde tutmamak Sayın Cumhurbaşkanı'nın yapacağı en hayırlı iş olacaktır. Taksim'in Beyoğlu'nun, Ayasofya'nın orta yerinde çekilmiş görüntüleri 'Bunlar Türkiye kareleri değil. başka ülke' diyecek bir karakter sergilemekten çekinmeyen bu adamı Sayın Erdoğan, derhal yanından uzaklaştırmalıdır."

TBMM HAYSİYETİNE HAKARET

"Bir diğer görev de TBMM Başkanına düşmektedir. Bir Parlamento Üyesine, bir atanmışın bu yolu hakareti Meclis'in kişiliğine yöneltmiş demektir. Bugünkü provokasyon ise yine bu yüce Parlamentonun şeref ve haysiyetine yöneltilmiş bir davranıştır. Dünya'nın hangi demokrasisinde bir Meclis üyesinin yürüyüşüne engel konulabilir? Bu konu da Sayın Şentop'un ilgisini gerektiren bir husustur."
"Bekleyelim, görelim.."