Bu hastalığın gelişiminde genellikle kent yaşantısının önemli bir role sahip olduğunu dile getiren uzmanlar, beslenme, hareketsizlik ve stresin kalp krizini tetiklediği konusunda hem fikir.
Uzmanlar gürültü ve hava kirliliği ile bina hastalığının da gözden kaçırılan faktörler arasında bulunduğunu işaret ederken, sonbaharla birlikte trafikteki kaos ve kapalı ortamlardaki geçirilen zamanın artmasının da ciddi hastalıklara sebebiyet verdiğini kaydediyor.
Kalp krizi sayısının artışına neden olan gürültü kirliliğinin şehir yaşamında yüzde 80'e varan şekilde trafikten kaynaklandığı üzerinde duran uzmanlar, raylı sistem ve havaalanı gürültüsünün de trafiğe eklendiğinde çoğunlukla büyük bir sıkıntıya sebebiyet verdiğini savunuyor.
Gürültü kirliliği üzerine yapılan araştırmalar, dünyanın en gürültülü şehirlerinden biri olan Madrid şehir merkezinde yapılan ölçüm sonucunda kalp krizinin diğer şehirlere oranla daha yüksek olduğunu saptamış durumda.
Kalp krizine trafik gürültüsüne ek olarak yaşlılarda riskin daha yükseldiğini de paylaşan uzmanlar, gürültüdeki her 1 dBA'lık artışın ölüm riskini yüzde 3.8 oranında arttırdığını dile getiriyor.
Trafik gürültüsüne stresin eşlik etmesi ve ani bir sinir boşalması, kalp krizi riskini belirgin olarak arttırıyor. Trafik gürültüsünün kalp krizini tetiklemesindeki temel mekanizma ise vücudun uyarıcı sistemi olan sempatik sistemin harekete geçmesiyle açıklanıyor.
Gürültünün vücuttaki sistemleri etkilediğini ve hormonların etkisiyle damarların büzüştüğünü, tansiyonun yükseldiğini, kanın koyulaştığını ve pıhtılaşmanın oluşumuna sebebiyet verdiğini kaydeden uzmanlar, bunun da kalp krizi ve felç ile sonuçlanabileceğine dikkat çekiyor.