41,0978 %0,76
47,5934 %0,82
4.453,99 % -0,54
Ara
Haberin Gündemi Gündem 15 Temmuz’un ardından Göğebakan’dan çarpıcı hatırlatma

15 Temmuz’un ardından Göğebakan’dan çarpıcı hatırlatma

15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye yakın tarihinin en kritik dönemeçlerinden biriydi. Milletin sokaklara dökülüp iradesine sahip çıktığı o gece, aynı zamanda hafızalarda derin bir iz bıraktı. O izleri birebir yaşayan isimlerden biri de medya mensubu Melih Göğebakan’dı.

Göğebakan, yıllar geçmesine rağmen o gecenin hem Türkiye’de hem de yurt dışındaki Türk toplumu tarafından gerektiği gibi anlaşılmadığını söylüyor. Özellikle Amerika’daki Türklerin önemli bir kısmının hâlâ bu tarihi ya yüzeysel algıladığını ya da sorgulanabilir iddialarla geçiştirdiğini belirtiyor.

“O gece sadece izleyen değil, yaşayan oldum”

Melih Göğebakan, 15 Temmuz gecesi İstanbul’da Şehit Erol Olçok’un medya ofisinde görevdeydi. Anadolu Yakası’na geçmek için yola çıktığında, köprüdeki olağandışı askeri hareketliliği bizzat gözlemledi.

Akşam saatlerinde başlayan hareketlilik kısa sürede bir darbeye dönüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın saat 00.24’te yaptığı halkı meydanlara davet eden çağrısıyla Göğebakan da sokağa çıktı. Arabasına binip Ankara’ya yöneldi. O gece, TRT binasına giren halk direnişinin parçasıydı.

“Bu bir tercih değil, vatan meselesiydi”

Göğebakan, o gece yaşananları yalnızca bir siyasi gelişme olarak değil, tam anlamıyla bir millet direnişi olarak görüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sızmış FETÖ’cü yapı tarafından planlanan darbenin, halkın direnciyle kırıldığını ifade ediyor.

Gölbaşı’nda Özel Harekât Daire Başkanlığı bombalanırken, TBMM hedef alınırken, MİT ve Emniyet’e saldırılar düzenlenirken; Göğebakan tüm bunlara tanıklık etti. Ve her şeyin kırılma noktası olarak da şehit Astsubay Ömer Halisdemir’in darbeci general Semih Terzi’yi etkisiz hale getirdiği anı işaret ediyor.

Amerika’daki Türk toplumuna sitem: Gerçekle yüzleşin

Göğebakan’ın en çarpıcı tespiti ise Amerika’daki Türk toplumuna dair. Birçok kişinin hâlâ 15 Temmuz’u tam anlamıyla kavrayamadığını, bazılarının ise “kontrollü darbe” söylemleriyle gerçeğin üzerini örttüğünü dile getiriyor.

Buna sessiz kalmanın tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Göğebakan’a göre, yaşananların anlatılmaması bir sonraki ihanetin yolunu açabilir.

“Anlatmazsak, tarih susar”

Göğebakan için 15 Temmuz bir milletin yeniden doğduğu gecedir. Bu nedenle sessiz kalmak, unutturmak ya da geçiştirmek kabul edilemez. Özellikle yeni nesillerin bu gerçeği bilmesi gerektiğini savunuyor.

Ve altını kalın harflerle çiziyor:
“Eğer o gece millet sokağa çıkmasaydı, ertesi sabah bir Türkiye olmayabilirdi.”

Unutmamak için anlatmak şart

Melih Göğebakan, 15 Temmuz’u sadece yaşamakla kalmamış, anlatmayı da görev edinmiş bir isim. Ona göre bu tür dönemler yalnızca tarih kitaplarına değil, toplumsal hafızaya da kazınmalı. Çünkü bir millet, geçmişini ne kadar doğru hatırlarsa, geleceğini de o kadar sağlam kurar.

Göğebakan’ın son sözü ise her şeyi özetliyor:
“Allah’ım bizi ezansız, vatansız bırakma.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *