Anne ve babasını tanımadığı için gökteki yıldızlardan doğduğuna inanan,. denizinin kucagında bir sokak çocuğu olarak büyüyen, Galata mevkiinde karnını doyurabilmek için "İcraa-i sanat eyleyen" Cevriye, sıradan bir sokak kızı değil aslında İstanbul sokaklarının ta kendisidir.

BIÇAK SIRTI BİR HAYAT

Hastalık ve soğuktan ölüme yaklaştığı o gece, karşısına daha önce tanıdığı erkeklere hiç benzemeyen ve ona 'Siz' diye hitap eden bu Adam aslında gizli yaşayan bir idam mahkumudur.

Cevriye onu tanıdığı günden sonra artık bambaşka bir 'insan' olmuştur. Hapis, sürgün, aradan geçen zaman ve türlü belalara rağmen bu aşktan vazgeçmeyen Cevriye, sevdiği için herşeyi göze alacaktır.

SAHNEDEN MAZİYE İSTANBUL

Oyunda 1930-40'lı yılların İstanbul'u zengin tasvirleriyle sunuluyor. Mahallelelerin arka sokaklarında, hapishanelerinde, batakhanelerinde hayata tutunmaya çalışan kadınların, annelerin çocukların ve afili delikanlıların otoriteyle olan ilişkisi çarpıcı öykülerle aktarılıyor.

GÜLRİZ SURURİ SAYESİNDE SAHNELENDİ

Suat Derviş, 60'lı yılların başında Türkiye'ye döndüğünde siyasi mesleki ve maddi anlanmad zorlu bir dönemden geçiyordu. "Fosforlu Cevriye" romanını yayınevlerine teklif ediyor fakat ne yazık her seferinde reddediliyordu. Suat Hanım'ın büyük arzusu, bu eserin yayınlanmasından öte, bir 'Müzikal' olarak oyunlaştırıldığını görmekti. Bunun için ilk görüştüğü kişi genç aktris Gülriz Sururi idi. Gülriz Hanım'ın da arzusu oyunu Şehir Tiyatroları'nda sahnelemekti.

ÜMRANİYE SAHNESİ GÖRMEYE DEĞER

Ümraniye şehir tiyatrosunun muhteşem sahnesinde sergilenen Fosforlu Cevriye oyunu döner sahnenin bütün nimetlerini kullanmış. Kostüm ve ışık tasarımları mükemmel olan Fosforlu Cevriye'yi 23 kişilik Şehir Tiyatroları Orkestrası destekliyor.

Yaklaşık 3 saat boyunca 2 perde olarak sergilenen oyun baştan sona yüksek ve heyecanlı bir tempo ile sürüyor. İstanbul Şehir Tiyatroları'nın bu seneki repertuarındaki en iddialı oyun olarak gösterilen Fosforlu Cevriye, kalabalık kadrosu ile göz dolduruyor.

USTALARA SAYGI

Karanlık bir gecede gökten düşüp parzalanan bir yıldız gibi...'Kalbimizde iz bırakan Suat Derviş'e, Reşat Fuat Baraner'e, Nazım Hikmet'e ve Gülriz Sururi'ye sevgiyle......