Gazze'deki hükümet, İsrail’in sınırlı sayıda yardım tırının bölgeye ulaştığı yönündeki açıklamalarına sert tepki gösterdi. 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye “gerçek bir yardımın ulaşmadığı” belirtildi.
Hükümetin medya ofisi tarafından yapılan açıklamada, 80 günü aşkın süredir devam eden abluka altında Gazze Şeridi’ne tek bir buğday tanesinin dahi girişine izin verilmediği vurgulandı. Açıklamada, İsrail'in tüm sınır kapılarını kapatarak sivillere karşı sistematik açlık politikası yürüttüğü savunuldu.
Yardım oranı ihtiyacın yüzde 0,02’si
İsrail’in çocuklara yönelik besin takviyesi taşıyan 9 yardım tırına izin verdiği yönündeki iddiası için, “acil ihtiyaçlar denizinde sadece bir damla” yorumu yapıldı. Açıklamada, günlük ihtiyaçların karşılanması için 500 yardım ve 50 yakıt tırına ihtiyaç duyulduğu, buna karşın 80 gün içinde 44 bin yardım tırının engellendiği ifade edildi.
Bu yardım miktarının, bölgedeki gerçek ihtiyacın yalnızca yüzde 0,02’sini karşıladığı belirtildi. Gazze hükümeti, bu durumu “devam eden bir insanlık suçu” olarak nitelendirdi.
Uluslararası topluma acil çağrı
Açıklamada, yaşanan insani krizden yalnızca İsrail değil, uluslararası toplum da sorumlu tutuldu. Gazze'ye insani yardımların kesintisiz ulaşabilmesi için tüm sınır kapılarının koşulsuz şekilde açılması talep edildi.
Birleşmiş Milletler’den (BM) yapılan açıklamalarda da İsrail’in Gazze’ye 11 hafta süren ablukanın ardından sadece geçici ve sınırlı sayıda yardım girişine izin verdiği ifade edilmişti.
Gazze’de işgal ve saldırılar sürüyor
İsrail ordusu, 18 Mart’ta ateşkesi sona erdirerek Gazze’ye yönelik saldırılarına yeniden başladı. Bu tarihten itibaren 3 bin 340 Filistinli yaşamını yitirdi, 9 bin 357 kişi yaralandı.
7 Ekim 2023’ten bu yana süren saldırılarda ise toplam can kaybı 53 bin 475’e, yaralı sayısı ise 121 bin 398’e yükseldi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’nin tamamını kalıcı olarak işgal etmeyi hedeflediklerini açıkladı.
İsrail’in planına göre, Filistinliler Gazze'nin güneyine sürülecek ve burada kurulacak kamplarda en temel ihtiyaçlarla yaşamaya zorlanacak. Bazı İsrailli yetkililer ise bölge halkının diğer ülkelere sürülmesi gerektiğini savunuyor.