Türkiye gündeminde hep kadına şiddet olayının yer alması bana gör kasıtlı ve belli bir merkezden organize edilen bir durumdur.
Sanki dünyada kadına şiddet konusunda şampiyonmuşuz gibi abartılarak kamuoyuna sunulan haberleri şüpheyle karşılamamak mümkün değildir.
Kadının ailedeki yerini ve aile düzenimiz içinde şiddet konusunu iyi araştırdığımızda Türkiye'nin ileri ve medeni kabul edilen ülkelerden çok daha iyi durumda olduğunu görebiliriz.
Uzun yıllar Avrupa'da gazetecilik yaptım. Avrupa Birliği Başkentinde kaç tane kafeterya veya birahane var ise, gecenin bir saatinden sonra, hepsinde bir ya da birden fazla kadının sarhoş erkekler tarafından feci biçimde dövüldüğünü görmüşümdür. Hatta bu olayları gören polislerin sadece kadın dövme eylemini zevkle ve hiç bir şey yapmadan seyrettiklerini de görmüşümdür.
Bir istatistik yapılsa, en medeni Avrupa ülkelerinde her gün binlerce kadının kötü muameleye tabi tutulduğunu, dövüldüğünü görebiliriz.
Peki Türkiye'de bu konu neden durmadan gündeme taşınıyor?
Sebebini çok değişik açıdan ele almak gerekiyor.
-Türkiye'de kadınlar daima korumaya muhtaç ve layık bir varlık olarak düşünülür.
-Türkiye'de kadını döven erkek iyi bir erkek sayılmaz.
-Kadın erkeğin namusudur. ( Mesela Avrupa'da evli kadınların kocasından izin alarak ya da kocasının haberi olduğu halde başka erkeklerle çıkması, ilişkide bulunması insani bir tercih olarak görülür.) Türkiye'de ise bu sapkın ilişkiler ya da tercihler çoğunlukla cinayetle sonuçlanan bir " NAMUS MESELESİ " olarak görülür. Bazen ölümlerle de neticelenen şiddet hareketleri olarak görülür ve bilinir.
Kadına "Avrupai özgürlük " sağlayan ve hatta zinayı bile suç olmaktan çıkaran düzenlemeler kadına şiddeti körükleyen çok olumsuz bir durumdur. Maalesef sosyal açıdan kendi konumunu tam anlayamamış olanlar şiddete maruz kalabilmektedir.
Günümüzde genç kızlarımızla erkek evlatlarımızın ilişkilerinde de bizim adetlerimiz, törelerimiz ve namus anlayışımız açısından sorgulanması gereken bir durumun mevcudiyeti de yadsınamaz.
Bu durumun da şiddeti doğuran sonuçları olduğu bilinmektedir. Özellikle kız kardeşini bir erkekle arkadaşlık ilişkisinde gören ya da yakalayan erkek kardeşler de şiddete baş vurmaktadır.
Hasılı, Türk toplumunda kadına şiddeti doğuran sebepler maalesef sosyal açıdan ve insani ilişkilerdeki yozlaşmadan beslenen kötü bir durumdur.
Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak ise günümüz şartlarında hayli zordur.
Maalesef Türkiye bundan 50 yıl önceki Türkiye değildir.
Zamanla asli kimliğini, törelerini, anlayış ve davranış biçimini olması gerektiği gibi kontrol altında tutamayan bir toplum yapısına evriliyoruz.
Tabii ki bu da sonuçta kadına şiddet olaylarını körüklüyor.