Edirne'nin ardından Hakkari'de seçmenin karşısına çıkan Muharrem İnce, buradaki mitinginde mal varlığını açıkladı. YSK'ya bildirdiği mal varlığını seçmenle de paylaşan Muharrem İnce, yazılı olarak basına teslim ettiği mal varlığını kamuoyuna sundu. 24 Haziran seçimlerinde yarışacağı cumhurbaşkanı adaylarına da seslenen İnce, "Onlardan da aynı davranışı beklerim." diyerek mal varlıklarınızı açıklayan çağrısı yaptı.

Hakkarili seçmenle bir araya gelen Muharrem İnce, burada HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile yaptığı görüşmeden de bahsetti. Selahattin Demirtaş'ın isminin anıldığı sırada miting alanından alkış sesleri yükselirken, Muharrem İnce, "'Bana, 'Muharrem Hoca, bu böyle olmuyor. Her aday birer hafta sırayla hapis yatsın. Hepsini ben yatmayayım' esprisini yaptı' dedi.

MUHARREM İNCE'NİN MAL VARLIĞI

İnce Hakkari mitinginde ise malvarlığının yazılı olduğu kağıtları dağıttı. İnce'nin mal varlığı şöyle: "100 bin TL'lik arsa, 100 bin TL 'lik 2 tane tarla, 150 bin TL'lik konut, 300 bin TL'lik arsayla villa, Ankara Çankaya'da 300 bin TL'lik iki konut, taksitleri ödenen 2 BMW marka otomobil, 1 Mercedes marka otomobil, 3 tabanca, 1 tüfek, bankada 100 bin TL, 20 bin dolar ile 30 bin euro ve 40 bin TL değerinde cumhuriyet altını."

HAKKARİ MİTİNGİ

Muharrem İnce Hakkari'de yaptığı mitingde ise şunları söyledi:

Benim projem, bizim projemiz hafriyat değil. Bizim projemiz huzur, huzur projesi. Beraber yaşama projesi, kardeşlik projesi. Benim projem, bizim projemiz köprü yol, bunlar kolay iş. En kolay iş. Birinci köprüyü Demirel yaptı, ikinci köprüyü Özal yaptı, üçüncü köprüyü Erdoğan yaptı. Yok yuh yok… Dördüncü köprüyü de İnce yapar. Köprü yapmak kolay iş, huzuru bulmak zor iş. Türkiye'nin barışa, kardeşliğe, demokrasiye özgürlüğe ihtiyacı var. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, dışlamadan, hiç kimseyi elinin tersiyle itmeden herkesi severek…

"BEN HEPİNİZİN CUMHURBAŞKANI OLACAĞIM"

Olayları doğru tespit edelim. Tek olan şeyler, bir grubun olamaz. Tek olan şeyler hepimizin olur, 81 milyonun olur. Bayrak tektir, onun için Türkün Kürdün Alevinin Şafinin Sünni'nin hepsinindir. Cumhurbaşkanı tektir, CHP'nin cumhurbaşkanı olmaz, HDP'nin cumhurbaşkanı olmaz 81 milyonun cumhurbaşkanı olur. Onun için benim adaylığım açıklandığında, altı oku çıkarttım, Türk bayrağı taktım buraya. Ben hepinizin cumhurbaşkanı olacağım.

"ASIL KÜRT SORUNU BİR AHLAK SORUNUDUR"

Bir sorunumuz var, sorunumuz ne? Kürt sorunu. Peki Kürt sorunu nedir? Bir siyasal sorundur, iki ekonomik sorundur, kültürel sorundur, eksik demokrasi sorunudur. Say da say. Ama asıl Kürt sorunu bir şeydir, asıl Kürt sorunu bir ahlak sorunudur. Neden biliyor musunuz? Politikacı Diyarbakır'a gelir Hakkari'ye gelir, gelir burada güzel laflar eder. Kürtlerin hoşuna gidecek güzel güzel laflar eder. Sonra geçer bir başka yere, unutur bambaşka bir adam olmuş. Ben size söz veriyorum, burada yapacağım konuşmayı Rize'de yapamazsam bu siyaseti yapmam ben. Ne Edirnelilere yalan söyleyeceğim ne size yalan söyleyeceğim. Ne ben sizi kandıracağım ne de FETÖ beni kandıracak. Yapamayacağımızı söyleyemeyeceğiz. Bazen siz kızacaksınız bana, bazen Kocaelilier Yalovalılar kızacak, bazen Edirneliler bazen Diyarbakırlılar kızacak. Biz doğruyu bulacağız. 81 milyon kendisine şu soruyu soracak, kardeşim biz beraber mi yaşayacağız, ayrı ayrı mı yaşayacağız? Bu soruyu sorduktan sonra gerisi gelecek zaten.

'GÖNÜL KÖPRÜLERİ KURACAĞIZ'

Bu sorunları nasıl çözeceğiz? Bursa'nın B'si, 3 B ile çözeceğiz. Bir, barışacağız. İki, büyüyeceğiz. Üç, bölüşeceğiz. Yani adil paylaşacağız. Bir barışacağız, gönüllerde barışacağız. Yüreklerde barışacağız. Büyüyeceğiz, ekonomimiz büyüyecek. Demokrasimiz geliştikçe, yargımıza insanlar saygı duyunca, dış yatırımcı gelecek. Türkiye demokratik bir ülke, Türkiye uygar bir ülke. Türkiye'de hukukun üstünlüğü vardır… Ekonomimiz büyüyünce gelirimiz artacak. Bu geliri adil, eşit, hakkaniyetli şekilde dağıtacağız. Gönül köprüleri kuracağız. Hakkari'de liseye giden Berfin kızımız Siyasal Bilimler Fakültesi'ne gidip Yalova'ya vali olmanın hayallerini kuracak. Bunu başarabiliriz, bundan yana sizin bir kuşkunuz olmasın.

'ÖLÜMÜ GÖZE ALMAK GEREKECEK'

Bunları yaparken, Türkiye'yi barıştırırken, büyütürken önümüze zorluklar çıkacak. Emperyalist güçler çıkacak, yabancılar çıkacak, iç düşmanlar çıkacak. Ölümü göze almak gerekecek…

Padişahın bir kızı varmış, demiş ki kızımı namuslu biriyle evlendireceğim. Demiş ki, hepsine birer çiçek tohumu vermiş. Alın bunları yeşertin, baharda bana gelin demiş. En güzel saksı kimin olursa kızımı ona vereceğim demiş. Baharda 10 damat adayı sahneye çıkmış, 9'unun elinde yemyeşil çiçekli bir saksı, bir tanesinin elinde kupkuru bir saksı. Demiş ki, sen niye çalışmadın? Padişahım suladım, havalandırdım, olmuyor demiş. E ölüm var ucunda, e olsun ben yalan söyleyemem ölümse ölüm demiş. Padişah demiş ki kızımı sana vereceğim, sen namuslusun. Ben hepinize kavrulmuş tohum verdim, normalde hiçbirinin yeşermemesi lazım. O 9'u tohumları değiştirmiş. İşte onun gibi davranacağız.

'O ANCAK İFLAS BELGESİ AÇIKLAYABİLİR'

Geçtiğimiz günlerde Erdoğan bir manifesto açıkladı. Manifesto nedir? Gelecek bildirisidir. Ben diyor gelecekte şunları yapacağım. 16 yıldır iktidarda olan birisi, ben gelecekte şunu yapacağım diyebilir mi? Diyemez. Manifestoyu o açıklayamaz, ben açıklarım ben. O ancak iflas belgesi açıklayabilir.

"SARAN KORKUNUN ADI İNCE HASTALIK KORKUSU'

Bunlar yine insanları korkutuyorlar. Diyorlar ki muhafazakar insanlara, başı kapalı insanlara 'CHP gelirse, Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olursa sizin baş örtünüzü çıkarır' diyorlar. Bakın bu yalan, size söz veriyorum. İster evinde tak, ister sokakta tak, ister devlette tak. Bunun geri dönüşü yoktur, bu konu kapanmıştır. Yeniden tartışmanın bir anlamı yoktur. Ama insanlara niye böyle söylüyorlar biliyor musunuz? Bunları korku sardı. Saran korkunun adı 'ince hastalık korkusu'

'EMEKLİLİK DÖNEMİNE HAZIRLAYACAĞIZ'

Mesela ilk yıllarında çıraklık dönemim diyordu, sonra kalfalık dönemim dedi, sonra ustalık dönemim dedi. Şimdi hep birlikte onu emeklilik dönemine hazırlayacağız. Ama merak etmesin, o da evrensel kuralların işlediği gerçek bir hukuk devleti olan Türkiye'de o da özgür ve rahat yaşayacak.