f24cafc9-9c2d-42d4-9346-64aa9f74879d
Türkiye Almanya İşgücü anlaşmasının 60 yılı anısına çıkan Türklerin Almanya'ya yerleşme ve çalışma hayatları anısına çıkan "Almanya Nasıl Vatan Oldu" kitabının tanıtım lansmanı yapıldı. İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman tarafından takdim konuşması yapılan toplantıda Vakıf ve politikalar merkezinin faaliyetleri konusunda bilgiler verildi.

İstanbul Politikalar Merkezi ve Mercator Vakfı tarafından organize edilen toplantıda konuşan kitabın yazarı Almanya eski milletvekili Özcan Mutlu, Türklerin Avrupa'ya işgücü olarak geliş hikayesini kendi yaşamından örneklerle anlattı.

YILLARCA ALMAN TOPLUMUNA UYUM SAĞLAYAMADILAR

38529e69-66e1-4f56-b399-41a040e562f1

İkinci Dünya Savaşı sonrası yıkılan ve harap olan Almaya'nın yeniden toparlanma hamlesinin nüfus açısından yetersiz kalması üzerine pek çok ülkeden göçmen işçi kabul etmeye başladığını ifade eden Özcan Mutlu 1963 senesinde Türkiye ve Almanya arasında misafir işçi statüsünde Almanya'ya resmi olarak ilk Türk göçmenlerin geldiğinin altını çizdi. Öncelikle Almanya'ya misafir işçi olarak gelen Türklerin büyük bir eğitim eksikliği olduğundan dolayı Almanya toplumu ile çok uzun yıllar entegre olamadığına değinen Özcan Mutlu konuşmasında şunları söyledi:

ÜLKELERİNE DÖNMEK HAYALİ İLE YAŞADILAR

"Türkler lisan bilmiyordu, tamamına yakını köylerinden bir kac köy evi ve camiden başka birşey görmemiş insanlardı. Yaşamlarına göre olağanüstü değişik Almanya'ya geldiklerinde büyük bir kültür şoku yaşadılar. Entegre olamadılar ve olmak istemediler. Çocuklarının eğitim durumu çok kötüydü. Aile içinde Almanca konuşulmadığı için Türk çocukları Almanya okullarına alışamadılar. Dil yetersizliği yüzünden Alman eğitim sistemi Türkleri çok uzun yıllar öğrenme güçlüğü çeken çocukların okullarına göndermeye başladı. Bu eğitim sistemi çocuklara çok fazla zaman kaybettirdi."

9ad51815-e8b8-40c8-badc-01856c4eac52

DUYARLI ALMANLARI İNKAR EDEMEYİZ

"Sonraki yıllarda yapılan yanlışlığın farkına varıldı. Tabii bu arada Türklerin entegrasyonu için çaba sarfeden Alman yetkililerin varlığını inkar edemeyiz. Ancak çocuklarının eğitim durumunu fazla önemsemeyen Türk ailelerin nihai hedefi para biriktirip bir kaç sene sonra Türkiye'ye dönüş yapmaktı. Bu yüzden Kendileri Almanca öğrenmediği gibi çocuklarının da eğitimini önemsemediler."

PETROL KRİZİ ALMANYA'YI VURDU

"1973 yılı bütün Avrupa ve Almanya için bir kırılma yılıdır. Çünkü o yıl büyük bir petrol krizi yaşandı. Arapların petrol örgütü OPEC bir ambargo uyguladı. Alnanya yakıtsız kaldı ve büyük işsizlik yaşandı. Almanya'da bulunan her iki Türkden birisi işini kaybetti. Bunun üzerine Türkiye 'ye dönüş için planlar yapan Türkler o tarihten sonra kalıcı olarak ALmanya'da oturma kararı aldılar. Çocuklarının eğitimine önem vermeye başladılar. Türkler ilk defa o yıllardan sonra kendileri ile ilgili sivil toplum kuruluşları oluşturmaya başladılar. Siyasi partilere girmeye ve sorunlarını orada dillendirmeye başladılar. Almanya daha evvel yok hükmünde olan Türklerin varlığını hissetmeye başladı. Türkler daha iyi çalışma ve yaşam koşulları istemeye başladılar. Ve bu taleplerinin karşılığını aldılar. . Kendi yaşam alanları konusunda da gelişmeler katedildi. Türk esnaflar, eğlence yerleri, işletmeler açılmaya başladı. Ayaklarının üstünde durmaya başlayan Türklerin entegrasyon süreci hızlandı."

TÜRK DÖNERCİLER ALMANYA'YI FETHETTİ

Almanya'da Türklerin özellikle dönerci büfeleri ve lokantaları açmalarının Alman ekonomisinde bir dönüm noktası olduğuna değinen Özcan Mutlu, Türkler ağız tadlarını ve mutfaklarını Almanya'ya taşıdılar. Olağanüstü bir ciroya sahip olan döner, Almanlar tarafındanda çok sevildi ve benimsendi. Alman dönercilerde çoğaldı. Yurtdışında döner artık Alman mutfağının bir öznesi olarak kabul ediliyor. Ben Japonya ve Amerika seyahatlerimde bunu bizzat müşahade ettim. Bu işi yapan insanlar Türk değildi. Ama tabelalarında Türk döneri yazıyordu. Ege Türk sucukları, Öger turizm şirketi de Almanya'nın uluslararası markaları arasına girdi. Türkler çalışkanlıkları ve uyumları ile Almanya ekonomisinde hızla yerlerini alıyorlar. 100 binden fazla Türk işadamı ve müesse var. Bunlar Almanya'da 850 bin insana iş veriyor." dedi.

DUVARLARIN YIKILMASI TÜRKLERİ YENİDEN İKİNCİ SINIF YAPTI

"Türklerin Almanya'da ikinci sınıf vatandaşlık pozisyonları bu kez İki Almanya'nın birleşmesi ile yeniden aynı travmaya dönüştüğüne değinen Mutlu konuşmasını şöyle sürdürdü:" Birleşme konusunda ağır maliyetlerin altına giren Almanya yurtdışından yabancı işçi göçünün yolunu kapattı. Türkler üzerinde ülkelerine dönmeleri konusunda baskılar başladı. Demirperde tarafındaki Almanlara sonsuz imkanlar sunulurken Almanya vatandaşlığını kazanan pek çok Türk bu imkanlardan mahrum bırakıldı. Bir kısım Türkler ülkelerine dönsede kısa süre sonra yeniden Almanya'ya kesin dönüş yaptılar. Fakat uyum konusunda sonraki yılarda artık sıkıntı yaşamayan Türkler siyasi partilerde seslerini yükselterek sosyal ve ekonomik haklarını kullanmaya başladılar. 2000 yılında Yeşiller ve Sosyalistler Türk toplunun vatandaşlık konusunda önündeki engeleri kaldıran bir yasa çıkarttılar. Artık Türkler Almanya'da eğitim, aile, çalışma, eğitim, sağlık ve bütün sosyal haklardan engelsiz bir şekilde yararlanmaya başladı."

IRKÇILIK YENİDEN HORTLADI

"Ancak yeni bir problem ülke içinde yayılmaya başladı Irkçı siyasi grupların kışkırtmasıyla ırkçı saldırılar yoğunlaştı. Cinayetler, kundaklama ve zarar verme dalgası gittikçe yayılmaya başladı. Türk çocukları ve aileleri taciz edilmeye başlandı. Uzun yıllar bu saldırıları ırkçı bir faaliyet olarak görmek istemeyen Almanya ve Alman polisi ortaya konulan deliller ışığında bunun ırkçılık olduğunu kabul ettiler. 9 Türk'ün çeşitli zamanlarda cinayetlere kurban gitmesi üzerine bu farkındalık Alman toplumu tarafından görüldü ve konu parlamentoya getirildi. Demokrasi içinde insan hakları konusunda Türk miletvekillerinin belediye başkanları ve yöneticilerinin ortak çalışmaları meyvelerini verdi.
Almayadaki Türklerin entegrasyonu Almanya'ya büyük katkılarda bulundu. Alman yöneticiler zaman zaman bunu Almanya için büyük bir değer olduğunu belirterek pek çok konuşmalarında bunun altını çiziyorlar. Türkler Almanyada artık çok daha güven içinde geleceklerini tasarlıyorlar."

SIĞINMACILAR KONUSU CİDDİYE ALINMALI VE KARAR VERİLMELİ

"Türkiye'de Suriyeli ve Afgan sığınmacıların gerekli tedbirler alınmazsa çok daha kötü manzaralar yaşatabileceğini ifade eden Özcan Mutlu, Türk yöneticiler vakit geçirmeden ne yapacaklarına karar vermek zorundalar. Bu insanları Türkiye'de mi? tutacaklar yoksa ülkelerine mi? gönderecekler. Almanya örneğinden hareket ederek öncelikle onların eğitim sorunlarını çözmeleri şart. Çünkü Türkiye'de doğan ve çoğalan genç nesil eğitimsiz kaldıkça ilerde olağanüstü problemler çıkartacaklar. Bu görünen bir gerçek. Demografik değişimler her coğrafyayı sarsar. Ankara vakit kaybetmeden sorunu ciddiye almak zorunda."

231608a7-adc0-4bb3-9c3d-48b2676f805b58ceb3ad-9640-4807-bff3-de967d1a0059