Besinleri tüketirken neden ve niçin yediğimizi sorgulamamız gerektiğinin üzerinde duran uzmanlar, yoksa istemeden de olsa tükettiğimiz besinlerin vücudumuza zarar verebileceğini ve bu durumun telafisi olmayacağını işaret ediyor.

Şeker içeriği yüksek olan besinlerin vücudumuza enerji sağlamasının dışında, aldığı kaynağa ve elbette ki tükettiğimiz miktara bağlı olarak zarar verebileceğini paylaşan uzmanlar, doğal olarak meyve ve sebzelerde yer alan şekere vücudumuzun ihtiyacının olduğunun altını çiziyor.

Zihinsel faaliyetlerin yürütülebilmesi ve zinde kalınması için meyve ve sebzelere ihtiyacımız olduğunu hatırlatan uzmanlar, genetiğiyle oynanmış toz haline getirilmiş işlenmiş şekere vücudumuzun ihtiyacının olmadığını paylaşıyor.

Aşırı miktarda alınan basit şekerin pankreas salgı hormonlarında dengesizlik yarattığını, fazla miktarda insülin direncinin oluşmasına sebebiyet verdiğini işaret eden uzmanlar, insülin direnciyle birlikte göbek yağlanması,aşırı iştah artışı gibi durumların oluştuğunu da hatırlatıyor.

Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmalar kronik insülin yüksekliği bazı kalp hastalıklarına, kansere, sivilceye, polikistik yumurtalık sendromuna ve hatta miyopa davetiye çıkarmaktadır. Azalan şeker miktarı insülinin de azalmasına neden olur. İnsülin yüksekliğinin neden olduğu birçok kronik rahatsızlık vardır. Eğer bu duruma dikkat edilmezse devamında Diyabet hastalığının ortaya çıkabileceğini gösteriyor.

Yapılan çalışmalar göstermiştir ki şekerli besinlerin fazla miktarda tüketiminiz kalbi yorduğu, kalp krizinden sorumlu kötü huylu kolesterolü ve trigliserid düzeyini artırdığı görülmüştür. Fazla miktarda şeker ve şeker içeren besinlerin tüketiminiz, karaciğere fazladan yük bindirerek karaciğer hasarına yol açtığı ve karaciğer yağlanmasında etkiye sahip olduğu klinik çalışmalar ile kanıtlanmıştır.