Özellikle son yıllarda belirli çevrelerce çok seslendirilen Lozan anlaşmasının gizli maddeleri var ve 2023 senesinde bu gizli maddeler açıklanacak ve yasaklar kaldırılacak!...

Hoşgeldin 2023....

Bağımsız Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılını kuruluş yıldönümünü kutluyoruz.

Övünüyoruz. Gurur duyuyoruz. Devletimiz ve bayrağımız ve varlığımızın anlam kattığı her kavramla....

Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını rahmet minnet ve dualarımızla anıyoruz.

Gelelim bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni hazmedemeyip, hala devletimizle milletimizle sorunlarını halledemeyen çevrelere..
Onların hevesleri kursaklarında kalıyor her geçen gün....İşte erdi Cumhuriyetim 100. temel yaşına.

Türkiye Cumhiriyetini dünya'ya ilan eden Uluslararası Lozan Anlaşması 24 Temmuz 1923 yılında İsviçre'nin Lozan şehrinde Rumine Sarayı'nda, TBMM temsilcileri, İngiltere Krallığı, İtalya, Fransa, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, portekiz, Belçika ve Yugoslavya tarafından imzalandı.

Neydi Lozan Antlaşmasının önemi

Lozan Antlaşması, Osmanlı imparatorluğu ve Müttefik Devletleri Fransa Cumhuriyeti, İngiltere Krallığı, İtalya Krallığı, Japonya İmparatorluğu, yunanistan Krallığı ve Romanya Krallığı arasında, Birinci dünya Savaşı'nın başından bu yana olan anlaşmazlıkları çözümlemek için yapıldı.
Dili Fransızca olan bir Antlaşma

Lozan Antlaşması ile beraber, maddeleri Osmanlı İmparatorluğu için son derece ağır olan Sevr Antlaşması geçersiz sayıldı. Lozan Antlaşması sayesinde tüm taraflar arasındaki anlaşmazlıklar giderildi ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları tanımlandı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir manifestosu idi bu anlaşma. Son derece onurlu ve gururlu bir anlaşmaydı Türkiye için. Kendisini yok etmek isteyen ülkeleri topraklarından savaşarak kovmuş ve yepyeni taptaze bir devlet kurmuş başkentini de Ankara olarak ilan etmişlerdi.

Türkiye Cumhuriyeti Lozan anlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu'ndan geriye kalan bütün haklarından feragat etmiş ve karşılığında Müttefik Devletler, Türkiye Cumhuriyeti egemenliğini resmen tanımıştı.

Bütün dünyaya ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu yıl olan 29 Ekim 1923 yılından beri yoluna emin adımlarla devam ediyor. Aradan geçen yıllarda ülkemiz bir çok çalkantılı hadiseye ev sahipliği yapsada, kuruluş ilkelerine sadık kalan kadrolar ve iktidarlar tarafından yönetildi.

Ancak Demokrasi nimetini içine sindiremeyenler için Türkiye Cumhuriyeti kavramı her zaman rahatsız edici bir faktör olmaya devam etti. Zaman zaman abuk subuk çıkışlar yapılsada, bu ülkenin yarınlarına inanmış Türkiye Kamuoyuna zarar veremediler.

"Lozan'ın gizli maddeleri vardı. Açıklanmayan bu maddelerin varlığı 2023 senesinde sona erecek ve Türkiyeyi gizlice esir yapan engeller ortadan kalkacak, çıkarılamayan petrolü çıkacak. Ağır endüstri tesisleri kurulaca, madenleri bir bir ortaya çıkarılacak falan falan falan...

Maalesef siyasi fikirlerinin gerisindeki bu zihniyet bulanıklığını toplumun bir kesimine işlediler. İktidardaki beceriksizliklerini bu safsatalarla örtmeye çalıştılar. Fısıltı gazeteleri ve internet trolleri ile gizli ve esrarengiz bir siyasi rotaları olduğuna inandırmaya çalıştılar."

Onlar iktidarda kaldıkları sürece bu Lozan'ın gizli maddelerini Donkişod'un değirmenlere karşı verdiği savaş gibi kaldırmaya çalışacaklardı.
Ve nihayet 2023 senesine girdik ve bu iddiaların sahiplerinin zihinlerindeki sis bulutları dağılmaya başladı.

Çünkü iddia sahipleri iddialarını kanıtlayacak bir bulguya ulaşamadılar. Hevesleri kursaklarında kaldı. Hani nerede gizli maddeler ve nasıl birden Türkiye'nin önündeki engelleri kaldıracak hamleler?

Kendilerinin bile inanmadıkları bu tarihi temeli olmayan safsalar'ı gazeteciler, Türkiye Cumhuriyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Prof. Dr. Musafa Şentop'a sordular. Bu iddiaların bir temeli varmıydı acaba?

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, 2023 senesi dolayısıyla artık bu iddiaları tamamen ortadan kaldıracak resmi açıklamayı yaptı.

"Lozan Antlaşması, Süreli de değil, bir uluslararası antlaşmanın gizli maddesi de olamaz; Lozan'da böyle bir şey yok "

Daha sonra açıklamalarını sürdüren Prof. Dr. Şentop, Meseleyi her şeyden önce 'espri' olarak ele aldığını belirterek, "İki şey önemli. Bir kere, Lozan Antlaşması süreli bir anlaşma değil. 100 yıl doldu bitecek' diye bir anlaşma değil."

"Çok taraflı bir anlaşma, birçok ülkenin dahil olduğu bir anlaşma. Bir sere süre meselesi söz konusu değil. antlaşmada böyle bir şey yok. "

"Gizli madde meselesi söz konusu değil. Antlaşmada böyle bir şey yok. Söz konusu değil. 'gizli madde meselesi de hukukçular açısından tuhaf karşılanacak bir durum."

"Bir anlaşma yapıldığı zaman bu anlaşma, imzalayan ülkelerin parlamentolarına gelir, burada onaylanır."
"Gizli olan bir hüküm nasıl parlamentoda onaylanacak? Buna kim bakacak. değerlendirecek de onay verilecek. Gizli bir hüküm olamaz. Uluslararası anlaşmalarda."

"Gizli hüküm denilen bir şey varsa, anlaşma değildir. O anlaşma metninden değildir zaten, Böyle bir şey yok. Süreli de değil, bir uluslararası anlaşmanın gizli maddesi de olamaz Lozanın da yok" diye konuştu.

Meclis Başkanı Şentop, "Neden Lozan Antlaşması sık sık böyle tartışılıyor? sorusuna ise "Böyle eksantrik tarih yorumları yapanlar var; biraz dikkat çekici, sıra dışı; ama bunun, özellikle hukukla ilgili bir olaysa söz konusu olan hukuki realiteden kopmaması lazım".

"Bir uluslararası anlaşma, bu kadar çok ülkenin hükümetlerinin imzaladığı, meclislerine giden, oralarda görüşülen bir anlaşmanın gizli maddesi nasıl olabilir?"


İşte böylece bunca yıldır yapılan kuru gürültüye son noktayı bu ülkenin Meclis Başkanı koydu.

Yıllarca siyaset arenasını boş yere meşgul edenler, ipsiz sapsız iddialarla kafa bulandırmaya çalışanlar bundan sonra acaba ne yapacaklar. Sırada hangi safsatalar var. Kaos arzulayanların siyasi rotaları bundan sonra ne olacak. Bence ellerindeki argümanları sayın Meclis Başkanı Prof. Dr. Şentop aldı.

Artık ne yaparlarsa yapsınlar, emin adımlarla yoluna devam Türkiye Cumhuriyeti'ni sarsmaya yıkmaya kimsenin gücü yetemez.
İçine düştüğümüz ekonomik ve sosyal sıkıntılar doğru ve kararlı politikalarla aşılır. Ama Türkiye'yi huzursuz etmeye çalışanlar emellerine ulaşamazlar.

Bu millet kendi küllerinden yeniden ayağa kalkmış bir ülke kurdu. Akla hayale gelmedik badireler atlattı. Yüzümüzü daima geleceğe çevirecek ve umudumuzu asla yitirmeyeceğiz

BU DA GEÇER YAHU!...