Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmalar dünya genelinde her 11 kişiden birinde yani dünya genelinde 650 milyon kişide farklı tiplerde HPV virüsünün bulunduğunu saptadı. Bunların elbette ki hepsinin kanser yapıcı özelliği bulunmadığını işaret eden uzmanlar, hemen hemen 200'e yakın alt türü bulunan HPV'nin yalnızca 5 tanesinin bütün rahim ağzı kanserlerinin yüzde 85'inde sorumlu tutulduğunu dile getiriyor. Türkiye'de her yıl bin 600 yeni rahim ağzı kanseri vakasının saptandığını açıklayan uzmanlar, bu sayılara yaşadıkları bölge itibariyle doktora gitmeyen kişilerin eklenmediğinin de göz önüne alındığında sayının daha da yüksek olduğunu belirtiyor. Prekanseröz lezyonların yani kansere dönüşecek lezyonların kimlerde nasıl gözlemlendiğinin, kansere ne şekilde dönüştüğünün net bir şekilde bilinmediğini de kaydeden uzmanlar, sigara kullanımının en risk arttırıcı faktör olduğunun unutulmaması gerektiği üzerinde duruyor. Kansere giden yolu sigaranın büyük bir hızla arttırdığını dile getiren uzmanlar, poligami denilen birden fazla partnerle beraber olmanın da hem kadın hem de erkek için riski arttırdığını kaydediyor. Bütün bu noktaların yanı sıra bağışıklık sistemini düşüren ilaçlar kullanmanın ve bağışıklık sistemini düşüren hastalıklarla mücadele etmenin de kanser oluşumunda etkili olduğunu belirten uzmanlar, HPV'nin bağışıklık sistemi tarafından ortadan kaldırılmasıyla prekanseröz ve/veya kanser riskinin azaldığı anlamına gelmediğini hatırlatıyor. Tam aksine, ardı ardına farklı HPV tiplerine maruz kalınması da rahim ağzı kanserine neden olabildiği için tarama konusunda aynı özeni göstermeye devam etmek gerekiyor.