Kanser tedavisindeki yeni dönem teknolojilerinin, geçtiğimiz yıllara oranla önemli sonuçlar ortaya koyduğunu paylaşan uzmanlar, hastalarda tedavi sırasında ortaya çıkan cilt hasarları, idrar yanmaları ve bağırsak hasarlarının daha ender görülür hale geldiği üzerinde duruyor.

Uzun yıllar boyunca radyoterapinin ne kadar yüksek dozda uygulanırsa o kadar etkili olduğunun sanıldığını fakat eski tedavi cihazları tümörü hedeflerken sağlıklı dokuya da zarar vermesi nedeni ile istenilen dozun uygulanılamadığını paylaşan uzmanlar, son yıllarda sahip olunan cihazlar ile istenilen noktaya gelindiğini ifade ediyor.

Yüksek doz uygulanırken çevre dokuyu maksimum düzeyde koruyabilir hale gelindiğini açıklayan uzmanlar, bu sayede tümörü ortadan kaldıracak yüksek dozu güvenlikle verilebildiğini hatırlatıyor.

Teknolojinin en önemli getirilerinden birinin de tedavide kullanılan cihazların hedef hacmin şeklini daha iyi kapsaması ve sağlam organların alacağı doz miktarlarını azaltması olduğunu açıklayan uzmanlar, bu durumun tedavi süresini kısalttığının altını çiziyor.

Özellikle 5 kat daha az sızıntı doz geçirgenliğine sahip kolimatör yapısı sayesinde, sağlam organların radyasyondan etkilenmesinin en aza indirildiğini ve ikincil kanser oluşum risklerinde en düşük değerlere sahip olduğunu da hatırlatan uzmanlar, bu özelliklerin çocukluk çağı tümörlerinde önemli avantaj sağladığının altını çiziyor.