Bazı şartlar altında üstün zekalı çocuklar için okul hayatının zorlaşabileceğini hatırlatan uzmanlar, anne ve babalar ile eğitimcilerin çocukları destekleyici şekilde davranmaları gerektiğini vurguluyor.

Söz konusu çocukların yaşıtlarıyla sosyal etkileşim kurmakta ve bu etkileşimi sürdürmekte zorluk çektiğini paylaşan uzmanlar, üstün zekalı bir çocuğun arkadaş edinmesinin de zor olabileceği üzerinde duruyor.

Yaşıtlarından daha çok öğretmenleri ve diğer yetişkinlerle daha kolay iletişime geçebilen üstün zekalı çocukların, zihinsel yaşlarının takvim yaşlarından ilerde olmasından kaynaklanabildiğini belirten uzmanlar, sosyal ve duygusal yalnızlığa veya akran zorbalığının neden olabileceğini kaydediyor.

Üstünlük bazen, olgunluk söz konusu olduğunda eşzamansız gelişme anlamına gelebilir. Üstün çocuklar son derece akıllı olduğu halde duygularıyla baş etmede problem yaşadığı anlamına gelebilir. Bunun sonucunda ise üstün çocukla öğretmenleri, ebeveynleri ve arkadaşları arasında bir set oluşabilir. Üstün zekalı çocukların ileri konular hakkında münazaralar yapabilmeleri ve yetişkinlerle konuşma yaparken kendinden emin olabileceklerini bilmeleri oldukça önemlidir.

Tahminler, okul çağındaki çocukların yüzde 2-5'inin iki kez istisnai olabileceğini, yani yetenekli fakat öğrenme güçlüğü çektiklerini gösteriyor. Avrupa Disleksi Derneği'ne göre disleksi; okuma, heceleme ve yazma becerilerini edinmede nörolojik kökenli bir farklılıktır. Dislektik çocuklarda üstün yeteneklerin tanınması, sözcüğün dinlenmesi, sıradışı düşünme ve problem çözme becerilerinin gözlenmesi, çeşitli ilgi alanlarına ve gelişmiş espri anlayışına dikkat edilmesi ve çocuğa genel bir merak alanı sunulması önemlidir. Bir çocuğun disleksiyle başa çıkma stratejileri geliştirmesine yardımcı olmak çok önemlidir, çünkü bu stratejiler fonik bilgiyi oluşturabilen ve okuma ve yazma kabiliyetini artırabilecek kaynaklar sağlamaktadır. Okula ve sınıfa uyumları sağlayacak gerekli oryantasyon süreçlerini mutlaka yapmak gerekmektedir.