Halk arasında çok büyük sıklıkla gözlemlenen kulak çınlamasının, her 3 kişiden birinin hayatını olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan uzmanlar, çoğunlukla 30 yaş üstünde daha fazla bu durumun rastlandığını ifade ediyor.

Kulak çınlamasının işitme kaybı derecesi arttıkça görülme oranının da arttığı üzerinde duran uzmanlar, fazla gürültüye maruz kalmanın da kulak çınlamasını arttırdığını belirtiyor.

İç kulakta işitmeyi sağlayan tüylü hücrelerde hasar oluşmasının kulak çınlamasına sebebiyet verdiğini ifade eden uzmanlar, kulak çınlamasının işitme ile ilgili bir uyarı olmadan, kişinin kulaklarında veya kafasının içinde ses duyması olduğunu savunuyor. Özellikle sessiz bir ortamdayken kulak çınlamasının daha fazla hissedildiğini de dile getiren uzmanlar, kulak çınlamasının objektif ve subjektif olarak iki şekilde görülebildiğini belirtiyor.

Objektif kulak çınlama sebepleri arasında hipertansiyon ve tümör gibi damarsal sebeplerin ve kas spazmları gibi nöromüsküler nedenlerin olduğunu vurgulayan uzmanlar, Subjektif kulak çınlaması sebepleri ise dış kulak yolu, kulak zarı, orta kulak ve içerisindeki kemikçikler ile işitme organındaki patolojik problemlerden kaynaklandığını işaret ediyor. Sinir ve damar tümörleri, meniere hastalığı, kulak kireçlenmesi, kafa travması ve akustik travma, ototoksik ilaçlar, kulak enfeksiyonlarının kulak çınlamasını tetikleyebileceğini de hatırlatmakta fayda var.

Özellikle baş dönmesi ve işitme kaybının eşlik ettiği çınlamanın iç kulakta bir tümör sonucu olabildiğini söyleyen uzmanlar, bunun yanında vitamin eksiklikleri, iz element eksiklikleri (bakır, demir, çinko), hipotiroidi ve şeker hastalığı gibi sorunlar azımsanmayacak derecede kulak çınlamasına sebep olabileceğinin altını çiziyor.