Bu sebeple 20 yaşından itibaren erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da kolesterol seviyesinin düzenli ölçtürülmesi gerektiğini ve bunun yanı sıra açlık kolesterol seviyelerine baktırılması, tansiyon ölçümü ve hekim muayenesi gibi tetkiklerin şart olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Kalp damar hastalıklarının yüzde 90'ından fazlasında alkol, sigara, anormal kan yağları, merkezi yağlanma, stres, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik gibi değişken faktörlerin önemli etkisi olduğunu işaret eden uzmanlar, genetik faktörler riski artırmakla birlikte bu riskleri azaltabilecek önlemler almanın elinizde olduğunu kaydediyor.

Ayrıca uzmanlar fazla kilolardan kurtulmak, kalbi vurduğu pek çok bilimsel çalışma ile kanıtlanan sigarayı bırakmak, stresi kontrol edebilip aşırı stresten kaçınmak, sebze ağırlıklı beslenerek hayvansal ve karbonhidrat ağırlıklı gıdalardan uzak durmak, haftada en az 5 gün yarım saat düzenli ve tempolu yürüyüş yapmak riski büyük ölçüde azalttığını hatırlatıyor.

Özellikle bel çevresinin kadınlarda 88 cm'yi, erkeklerde 102 cm'yi geçmesinin kalp hastalıkları açısından önemli bir risk oluşturduğunu dile getiriyor.

Kalp sağlığı için bazı biyokimyasal, biyometrik ve yaşam tarzı ile ilgili risk faktörlerini sorgulayarak kısa ve uzun vadeli riskinizi hesaplamanın mümkün olabildiğini belirten uzmanlar, riskli yaşlara girdiniz mi? Kaç kilosunuz? Vücut Kitle İndeksi'niz kaç? Bel çevreniz kaç cm? Açlık şekeriniz kaç mg/dL? Diyabetiniz var mı? Açlık lipid paneliniz (kan yağları) nasıl? Kan basıncınız nasıl? Günlük hareket seviyeniz yeterli mi? Adım sayınızı ölçüyor musunuz? Düzenli egzersiz yapıyor musunuz ya da haftada en az 5 gün 30 dakika tempolu yürüyor musunuz? Düzenli hekim kontrolü ve hekim tavsiyeleri ile bunları düzeltmeniz kalp sağlığınıza da büyük fayda sağlayacaktır.