Gerçekleştirilen araştırmalara göre, kahve tüketimi yüksek olan erkek ve kadınların, hiç kahve tüketmeyenlere göre kronik hastalıklara yakalanma riski sırasıyla erkeklerde yüzde 12, kadınlarda ise yüzde 7 düşük olduğu saptandı.

Kahve tüketimi ile farklı hastalıklara bağlı yaşam sürelerinin kısalma nedenleri incelendiğinde ise kahve tüketimi yüksek olan erkek ve kadınlarda, hiç kahve tüketmeyenlere göre sindirim sistemi hastalıklarına bağlı hastalık riskinin sırasıyla yüzde 59 ve yüzde 40 daha az olduğu bildirildi. Hiç kahve tüketmeyenlere göre, kahve tüketimi yüksek olan erkek ve kadınlarda ise dolaşım sistemi ve serebro vasküler hastalıklara bağlı yaşam süresinin kısalma riskinin sırasıyla yüzde 22 ve yüzde 30 daha az olduğu da belirtildi.

Diyetisyenlerin Önemi ve Sağlıklı Yaşamın Temel Taşı Diyetisyenlerin Önemi ve Sağlıklı Yaşamın Temel Taşı

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (European Food Safety Authority-EFSA), 2015 raporunda en yüksek kafein alımının 18-65 yaş arası yetişkin bireylerde görüldüğü ve alınan kafeinin büyük bir kısmının kahve tüketimine bağlı olduğunu belirtti.

EFSA, günlük 400 mg kafein alımının yani yaklaşık 4 fincan kahve tüketiminin sağlık sorunlarına yol açmayacağı ama özellikle gebelerin günlük kafein alımını 200 mg ile sınırlaması gerektiğini vurguluyor. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization - WHO) ise 2016 raporunda günde 300 mg'dan fazla kafein alan gebelerde kafein tüketiminde sınırlamaya gidilmesi yönünde öneri sunuyor. Bu veriler Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin önerdiği günlük kahve tüketimiyle alınan kafeinin herhangi bir sağlık riski oluşturmayacağını gösteriyor. Ancak kronik hastalıklara yol açabilecek, genetik özellikler, beslenme ve yaşam tarzı, fiziksel aktivite ve çevresel etmenler gibi pek çok etkenin olduğunun da unutulmaması gerekiyor.