Ne yazık ki geç saatte bile olsa sürekli atıştırma halinde olan bir yapıya sahip olduğumuzun altını çizen uzmanlar, uykudan hemen önce tüketilen besinlerin sindirim sistemini tekrar harekete geçirdiğini ve midemizin aslında dinlenmesi gereken saatlerde de çalışmak zorunda olduğunu belirtiyor.

Söz konusu durumun uyku kalitemizi olumsuz yönde etkileyeceğini paylaşan uzmanlar, gece tuvalete kalkma ve uyku bölünmelerinin de bunda önemli bir etkisi olduğunu kaydediyor.

Yalnızca yaz aylarında değil kış aylarında da bol bol tüketilmesi gereken mucizevi sıvı suyu ne yazık ki ihmal ettiğimizi kaydeden uzmanlar, kış aylarında genellikle yağlı ve kalorisi yüksek besleniriz ama metabolizmamızı hızlandıracak su içmeyi ihmal ederiz.

Su içme alışkanlığını yerleştirmek için yapmanız gereken kalkar kalkmaz bir bardak ılık su içmek olsun. Suyu sade içemiyorsanız, içine birkaç dilim limon, 3 çay kaşığı zencefil de ekleyebilirsiniz. Bu, metabolizmanızı hızlandırır ve size direkt enerji olarak geri döner.

Kış aylarında güneşin yüzünü görmeye hasret kalsak da, mutlaka zaman buldukça açık havada bulunmamız gerektiği üzerinde duran uzmanlar, güneş ışınlarından vücudumuzun aldığı D vitaminin hastalıklara karşı vücut direncimizi arttırdığını ve yaşlanmayı geciktirdiğini belirtiyor.

Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen bilimsel çalışmalarda güneş ışığının insanın ruh halini olumlu yönde etkilediğini, depresyondan uzak tuttuğunu kanıtlamıştır.

Ayrıca yapılan son araştırmalara göre kış aylarında günde 15 dakika güneşlenmek vücudun melatonin üretimini durdurur ve bu da biyolojik saatinizin devreye girerek gece olduğunda yeniden melatonin üretmesini sağlar. Bu sayede gün boyu 'uykulu' olmazsınız, uykunuz geldiğinde de gidip kaliteli bir uyku çekersiniz.