Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün gerçekleştirdiği konuşmasında Amerikan mallarına boykot çağrısı yaptı. ABD'nin dolar kuru üzerinden Türkiye'yi sıkıştırmasına sert tepki gösteren Erdoğan, ABD mallarına boykot çağrısı yaparak vatandaşı yerli mal satın almaya teşvik etti.

SETA tarafından düzenlenen organizasyonda kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedefinde yine Amerika vardı. Papaz krizinin ardından dolarda meydana gelen dalgalanmalar üzerine ABD mallarına boykot çağrısı yapan Erdoğan, "ABD'nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa öbür tarafta Samsung var, Venüs var Vestel var' dedi.

Erdoğan'ın ABD mallarına boykot çağrısı sosyal medyada geniş yankı bulurken bir çok kullanıcı Vestel marka cep telefonlarının büyük oranda ABD'den gelen parçalarla yapıldığı konusuna dikkat çekti.

"Bodoslama bir şekilde üzerimize geliyorlar"

Türkiye'ye yönelik açık bir ekonomik saldırı var. Eskiden bu işler daha sofistike, daha örtülü, daha dolaylı yollardan yapılırdı. Şimdi bodoslama bir şekilde üzerimize geliyorlar. Yapabileceğimiz 2 şey var: Biri ekonomi, diğeri siyasi tavırdır. Ekonominin gerektirdiği teknik tedbirleri aldık, alıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile ilgili kurumlar çalışıyor. Biz de tüm süreci yakından takip ediyoruz.

İkinci ve asıl önemli husus siyasi duruşunuzu sağlam tutmaktır. Madem saldırının ekonomi ile ilgisi yok, öyleyse bizim de kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekiyor.

"Dolar nasıl oldu da 7'lere fırladı?"

Ülkemizin gerçek ekonomik gücü ile alakası olmayan bir konuma yerleştirilmeye çalışıldığını biliyoruz. Türkiye ismini kapatıp, ülkemizin ekonomik verilerini dost düşman kime gösterirseniz ortada bir gariplik olduğunu fark edecektir. Son döviz kuru olayına bir bakalım... Dolar bir anda 4.8 seviyesindeyken nasıl oldu da 7'lere fırladı? Kurun, 2 yılda 4.8 seviyesine çıkması bile anlamsızken bunu nasıl izah edeceğiz?

"Savaşa mı girdik, işgale mi uğradık?"

Anormallik var mı diye baktığımızda manzara şudur: Bankalar mı battı? Bugün ülkemiz dünyadaki en sağlam bankacılık sektörüne sahip. Kamu borç stoğunun milli gelire oranında Avrupa'nın en iyilerindeniz. Ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor. Dünyada örnek gösterilen turizmde patlamaya yaşayan ülke konumundayız. Savaşa mı girdik, işgale mi uğradık, siyasi veya sosyal kaos mu yaşıyoruz? Bu soruna her zamanki klasik bakış açısının dışında bakmak zorundayız.

"Kendimize güveniyoruz ama..."

İşin ekonomi tarafının küresel boyutunun olduğu açıkça ortadadır. ABD, Çin'den Rusya'ya kadar pek çok yeri ekonomik bakımdan hedef almış durumdadır. Bu durum tek başına ülkemizde yaşananları izaha yetmiyor. Ülkemize yönelik daha derin bir operasyon var. 16 yılda ülkemizi 3,5 kat büyütmekle büyük bir sıçrama yaptık. Bundan rahatsız olanlar gayet tabiidir. Kendimiz kazandığımız kadar, iş yaptığımız yerlere kazandırmaya dikkat ediyoruz. Dış ticaret rakamlarımıza baktığımızda ticari ilişkilerimizde karşı tarafın bizden fazla kazandığını görüyoruz. Bunu söylerken kendimizi dev aynasında görmek gibi yanlışa kapılmıyoruz. Kendimize güveniyoruz ama eksiklerimizi de iyi biliyoruz.

'Stratejik ortak değil miydik?"

Yerel Yönetim Seçimleri Türkiye'yi Hareketlendiriyor Yerel Yönetim Seçimleri Türkiye'yi Hareketlendiriyor

AK Parti döneminde en önemli değişim, devletimizle milletimizi barıştırarak ekonomimizi çok ileri taşımamış olmamız. Rahatsızlık burada birileri hazımsılık burada. Birileri ekonomiyi silah olarak kullanmaktan çekinmiyor. Adımlarımızı bu denli dikkatli atmamızın sebebi budur. Biz sizinle stratejik ortak değil miyiz? Afganistan'da, Somali'de, Kosava'da birlikte olmadık mı? Bu yaptığınız nedir, nereye varmak istiyorsunuz? Bu milletin karakteri sağa sola savrulan bir karakter değildir. Yaşadığımız sürecin bir maliyeti var ama operasyonu gerçekleştirenlere de bir maliyeti olduğu şüphesiz.

'15 Temmuz'da nasıl kararlılıkla durduysak…'

15 Temmuz bunun en somut ve en büyük örneğidir. Tankların, topların, uçakların, namluların karşısında dimdik durduk. Hiç kimsenin şüpheniz olmasın ki, doların, kurun, faizin karşısında aynı kararlılıkla duracağız. Milletime inanıyorum. Onlar yoğun bir şekilde TL'yi hemen alıp, doları bozdurduğunu görüyorum. Dolar hemen bozdurulup TL'nin onurunu korumamız en güzel cevap olacak. Dün siyasi özgürlüğümüzü birbirimize kenetlenip korumuştur. Bugün de birbirimize kenetlenip imkanlarımızı seferber ederek koruyacağız.

'Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı"

Buradan iş dünyamıza sesleniyorum. En güzel cevap işimize 4 elle sarılmak olacaktır. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz. ABD'nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa öbür tarafta Samsung var, Venüs var Vestel var. Ne yaptığımızı anlasınlar. Biz kendimize yeteceğiz. Biz insansız hava araçlarını istediğimizde 'Kongre izin vermiyor' diyorlardı. Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Bunları üretiyoruz. Sıkıntımız yok. Batı'da yapacağımız pek çok görüşme olacak. Batı'dan dostlar arıyor, görüşüyoruz, görüşmeye devam edeceğiz. Türkiye'de bir araya gelmenin gayretleri içerisindeyiz, bir araya geleceğiz. Gayretlerimizi sürdüreceğiz. Rabbimizin yardımı yakındır, endişe etmeyin.

'Türk lirası ile beraber yürüyeceksin"
'Bekle gör' anlayışıyla üretimi durdurursak, İhtiyat diyerek ticareti aksatırsak, asıl o zaman düşmana teslim duruma düşeriz. 'Dövize gidersek kurtuluruz' yok. O zaman batarsın. Sen Türk'sün, sen Türk lirasıyla beraber yoluna yürüyeceksin. 26 Ağustos'ta yeniden Malazgirt'ten yola çıkacağız, unutmayın. Yeniden bir diriliş olacak inşallah.

"Dünya kazan biz kepçe..."
Pazarlarımızı genişletmek için dünya kazan biz kepçe daha çok dolaşacağız. Ülkemize yatırım yapmayı düşünenleri daha çok teşvik edeceğiz. Bunları başardığımızda kurulan tuzakların birer birer bozulduğunu, yazılan senaryoların yırtıldığını göreceğiz."