Meme kanserinin yapısının çözümlenmesiyle birlikte gelişen, hedefe yönelik tedavilerin, teknolojiyle birlikte akıllanan ilaçların ve hormon tedavilerinin başarı oranını arttırdığını vurgulayan uzmanlar, son yıllarda yaşanan ciddi gelişmelerle birlikte yaşam süresi uzadığını ve metastaz riski de düştüğünü dile getiriyor. Uzun yıllardır toplumun hemen her platformunda meme kanseriyle ilgili farkındalık çalışmalarının devam ettiğini işaret eden uzmanlar, bu hastalıkta erken tanı konusunda önemli ilerlemelerin yaşandığını belirtiyor. Yaşam tarzı değişiklikleri, çevresel faktörler gibi nedenlerin meme kanserinin görülme sıklığını arttırdığını vurgulayan uzmanlar, meme kanserinin artık tek bir hastalık olarak değil, birbirinden farklı alt grupları bulunan hastalık olarak görülüp değerlendirildiği üzerinde de duruyor. Teknolojinin gelişmesinin hem tanı hem de tedavi için önemli olduğunu paylaşan uzmanlar, kemoterapinin yanında bu iki ayrı ilacın kombine edilmesi şeklinde kullanılmasının ileri evre meme kanseri tedavisinde önemli gelişmeler yarattığını vurguluyor. Ameliyat öncesinde tümörün küçülmesi esasına dayanan neoadjuvan tedavide de etkileyici sonuçlar alındığının altını çizen uzmanlar, ikili ilaç birleşimini kullandığımız bazı hastalarda, tümör ameliyat öncesinde tamamıyla yok edilebildiğini savunuyor. Tümöre yollandığında akıllı ilaç tümör hücresi yüzeyine bağlanıyor ve sırtında taşıdığı kemoterapi molekülü de tümör hücresini etkisiz hale getiriyor. TDM-1 ve Emtansine denilen moleküller tarafından tümör hücreleri özel olarak vuruluyor ve kemoterapi ilacının etkisi çok daha fazla oluyor. Aynı zamanda sağlıklı hücreler çok daha az etkiye maruz kaldığından yan etkiler de azalıyor.